ABD ve Avrupa'da gazete ve televizyonların İsrail'in vahşetini sürekli gözlerden gizlemeye çalıştıkları, biliniyor. Ancak, şimdilik bazıları kontrol edilemeyen sosyal medya platformları üzerinden yayılan bilgiler, İsrail'in ölçüsüz vahşeti yanında Siyonist kuklası liderlerin şartsız desteklerini öğrenme imkanı sağlıyor.
BM, Güvenlik Konseyi ve benzeri birçok kuruluşun elleri kolları bağlı bir şekilde izlemekle yetindikleri vahşete sessiz kalmayanların başlattığı protesto gösterilerinde artık yeni bir dönem başladı. New York'daki Columbia Üniversitesi'nde başlayan ve Polisin öğrenciler ve öğretim üyelerine sert müdahalesi sonrası ABD'deki başka okullara da yayılan gösteriler, artık Avrupa'ya da sirayet etmiş durumda.
Menfaatlerinin söz konusu olduğu ülkelerde öğrenci olaylarını kaşıyan ve hükümetlerin makul ve mantıklı müdahalelerini bile kaygı verici bulan ABD'de, üniversitelerde başlayan ve gittikçe yayılan Filistin yanlısı protestolara polis ve askerlerin şiddetli şekilde müdahalelerde bulunduğu haberleri geliyor. Gösteriler sebebiyle New York, Columbia, Güney Kaliforniya, Yale, Teksas, Indiana, Minnesota ve başka bazı okullarda yüzlerce öğrenci gözaltına alınmış.
Dünyanın en demokratik üniversitelerinin bulunduğu iddia edilen ve dolayısıyla polisin, hele askerin girmesinin asla düşünülemeyeceği ABD'de yaşananlar, vahşet taraftarlarının mecbur kaldıklarında kural ihlalinde de sınır tanımadıklarını gösteriyor.
İsrail'in Gazze'deki soykırımına ve ABD yönetiminin şartsız desteği yanında bazı üniversitelerin İsrail'le çeşitli iş birliklerine tepki gösteren öğrencilerin, bir an evvel ateşkes sağlanması ve Gazze'deki soykırımın durdurulması şeklindeki talepleri, ABD yönetimi yanında Netenyahu'yu da çılgına cevirmiş durumda.
Meselenin sadece Gazze ve Filistin'le sınırlı olmayıp, dünyanın gözleri önünde işlenen vahşetin bir insanlık sorunu olduğunu bilen değişik din, dil, ırk ve renkten gençlerin insanlık değerlerini esas alarak başlattıkları protestolar söz konusu. Protestoların, ABD seçimlerini etkileme ihtimali oldukça yüksek. Bu da gerek ABD yönetiminin ve gerekse bu ülkenin desteğine muhtaç İsrail yöneticilerinin hiç istemedikleri bir durum.
İşin en dikkat çekici tarafı, İsrailli ve ABD'li yöneticilerin, aralarında çok sayıda Yahudinin de bulunduğu gençleri antisemit olmakla itham etmeleri. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, iç işlerine karışmanın da ötesine geçen pervasızca beyanlarını duymazdan gelmeyi tercih eden kukla ABD yetkilileri, bahsi diğer.
İsrail vahşetine ve ona verilen desteğe dünya çapında süren protestolar, ABD üniversitelerinden sonra Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerindeki üniversitelerde de başladı. Bu, vahşette sınır tanımayanların ve mecburi destekçilerinin yakında duvara toslayacaklarının habercisi.
